Monday, August 27, 2007

Yaz akşamları



DUYUM (SENSATION)


''Mavi yaz akşamları, patikalarda, dalgın,
Gideceğim, sürtüne sürtüne buğdaylara:
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların,
Yıkasın bırakacağım başımı rüzgâra!


Ne bir şey düşünecek, ne bir lâf edeceğim.
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
Göçebeler gibi, uzaklara gideceğim,
Mutlu.......''




Monday, August 20, 2007

Yürümek



Her gün dağa gömülüyordu ve dağdan dilsiz, saçları otlarla dolu ve gün boyunca aldığı sıyrıklarla dönüyordu. Ve her defasında cazibesi kalmayan aynı fetih. Yavaş yavaş bu düşman memleketin direncini kırıyordu. Kendini dorukta beliren tek çam ağacının gerisindeki beyaz ve yuvarlak bulutlara, bu kırların pembetrak çiçeklerine, üvez ağaçlarına ve çan çiçeklerine benzer kılmayı başarıyordu. Bu hoş kokulu ve kayalık dünyayla bütünleşiyordu. Uzaktaki tepeye ulaşınca, ansızın keşfettiği uçsuz bucaksız manzaranın karşısında içinde sevginin dinginliği değil ama, bu yabancı doğa ile tamamladığı bir çeşit iç barış doğuyordu, sert ve vahşi iki taraf arasında ateşkes sağlanıyor ve iki dost birbirlerini terk etmiyorlardı. A. Camus

Primula auriculata